Öncelikle belirtmekte fayda var, inceleme gibi görünen bu yazı herkes tarafından anlaşılma amacı güdülerek yazılmamıştır. Anlaşılması için belli başlı konularda temeliniz olmalı ya da en azından yazarın hayatı hakkında yeterli sayılabilecek kadar bilgi sahibi olunmalıdır. Benim amacım yazarın geçmişi, görüşleri ve yapmak istedikleri arasında köprü kurarak neden sonuç ilişkisi çerçevesinde eseri hakkında çıkarımlarda bulunmaktır. Ayrıca bu yazıyı okumadan önce kitabı okuduysanız, yazı sonrası farkı görüp kitaplara bakış açınızı yeniden şekillendirebilmeniz için kitabı yeniden okumanızı öneririm. Temennim, bu (inceleme demek istemiyorum), (tam olarak kelimenin karşılığı olmasa da) çıkarım sayesinde kitap okuma alışkanlığınızı değiştirip yeni bir bakış açısı ile sonrasında okuyacağınız her kitaptan maksimum keyif ve anlam çıkarmanızdır.
Anımsatmak amacıyla kısaca yazarın hayatından bahsedecek olursak: Thomas More hukukçu bir babanın oğlu olması dolayısıyla iyi bir eğitim alarak rahat bir çocukluk geçirir. Babası tarafından henüz çocukluk dönemlerinde verilen dini eğitimler gelecek yıllarda eğitim alacağı okullarda giderek artacak ve bütün görüşlerin arasında kendisine ait ideal bir görüş çıkarmasına yardımcı olacaktır. Dini yönünü hümanist bir bakış açısıyla harmanlayan More, kendisini insanlara en iyi hizmet edecek şekilde geliştirecek ve gelecekte idealleri ve inancı uğruna gözünü bile kırpmadan ölüme gidebilecek bir hale gelecektir.
Egosunu acı ile dizginlemeye çalışan ve mükemmeliyetçi olan More, az da olsa mazoşist ve narsistik eğilimli kabul edilebilir. Kitabında genel olarak Platon'un Republic eserinden izlere rastlamak mümkün, bunu özel mülkiyet'in yasak olması ve köleliğin gerekliliği gibi temel konularda aynı fikirde olmaları dolayısıyla kabul edebiliriz. Bununla birlikte ekonomi ve kölelik temelli sosyalist bir düzen ile oluşturduğu ideal ülkesinde paranın ve ekonominin olmadığı komünal yaşama düzeni hakimdir. Kölelerin sırtında kurulan ego ve ben merkeziyetçiliğin özel mülkiyet ve para gibi kavramların yasak olması ile yok edilmeye çalışıldığı bu devlette huzur korku ile sağlanmaktadır. More, monarşi ile yönettiği ülkesinde; köleliği ve ölüm cezasını desteklenmesi, korku ile yönetilmesi, aile bağları ve kültürün zayıf olması ve ayrıca sert bir ceza sistemi ile yönetilmesi kafaları karıştırmaktadır. Yazar kitabında paraya tapılmasını net bir biçimde eleştirmekte ve hemen hemen bütün sorunları bu olguya bağlamaktadır. Kendi hayatında deneyimlediği olaylar neticesinde eserinde, adaletin var olabilmesi için yönetici ve yargıçların rüşvet, haz ve yancılık peşinde koşmaması gerektiğinin altını çizmektedir. Savaşı sert bir dille eleştiren ve durdurmanın tek yolunun en büyük askeri gücü elinde bulundurmak olduğunu savunan More, ülke çıkarları doğrultusunda diğer ülke ve milletlerin kullanılması gerektiğini desteklemektedir. Son olarak din ve devlet işlerinin ayrılığı görüşünü kabul edip dinde korkunun gerekli olduğunu ısrarla belirtir.
Kitabın en can alıcı noktasına yani yazılış amacına ve öğretisine gelecek olursak, kitabın başından itibaren Utopia'lıları çok zeki ve mantıklı olarak kabul ettiren yazar aynı zamanda inanışlarını Hristiyanlığa yakın ama adı olmayan bir din olarak göstererek ilk mesajını vermektedir. More, okuyucuların direkt olarak bilinç altını hedefleyerek ve düşünceyi güçlendirme tekniklerini kullanarak kitabın sonunda belirttiği gibi hemen hemen bütün Utopia'lıların Hristiyanlığı kabul ettiğini söyleyerek propagandasını dikte etmektedir. Sonuç olarak eleştirilme ihtimalini ön gören yazar kitabın son sayfasında kendi fikirlerinin bir kısmının kabul edilemez olduğunu fakat genel olarak gerekli olduğunu söyleyerek bitirir. Ayrıca gözlerden kaçmaması gereken ve dikkatimi çeken bir diğer ayrıntı da yazarın sahip olduğu dinin mutlak din olduğuna dair şüphelerinin olmasıdır. (Bunu, din adamlarının ettiği dua'dan anlayabiliriz.)
Bütün bunlar düşünüldüğünde yazarın dehasına hayran kalmamak mümkün değil. Yaptığı ve yapmaya çalıştığı bir çok şey, kitabının yayınlanmaya başlaması ile birlikte etkisini göstererek yaygınlık kazanmış ve yazarın nihai amacının gerçekleşmesini sağlamıştır. Yazar hakkındaki izlenimlerimin devamını, başka eserleri analiz etme fırsatı bulduğumda paylaşmaya çalışacağım.