Sayfalar

29 Ekim 2012 Pazartesi

Gücün Gölgesindeki Savaşların Dünyamıza Etkisi


Görsel
Dünyamızın başına gelmiş en büyük sorunlardan biri, kuşkusuz insanların içindeki bitmek tükenmek bilmeyen güç ve şehvet arzusudur. Bu arzular bastırılması mümkün olmayan açlık hissi gibidir. Sahibini bitirene dek asla doymaz ve her zaman daha fazlasını ister. Güç ve şehvet arzusu şeytanın en güçlü silahlarından biridir. 
   Çevremize her baktığımızda daha güzelini, daha zenginini, daha iyisini gördüğümüz her anda bize fısıldar ve bizi yanına çağırır.
Çoğu zaman yanlış olduğunu biliriz ama asla olayları olduğu gibi görmek istemeyiz. Biz her şeyi kendimize göre algılarız, kendimize göre şekillendiririz. Şeytan bu zaafı nasıl kullanacağını bilir ve ilk bulduğu fırsatta bu zaafımızdan yararlanır. Bize her zaman daha fazlasını vereceğini söyleyerek, bizi kendisine bağımlı eder. Ve artık hükmeden değil hükmedilenizdir.
   Günümüzde halen süre gelen ya da geçmişte olup, adından hala söz ettiren kişi ya da örgütlerin kandırarak veya korkutarak kurdukları imparatorluklarının neredeyse hepsinin temelinde bu güç ve şehvet düşkünlüğü vardır.
   Onların düşkünlükleri için savaşlar çıkarılabilir, canlılar ölebilir, dünya zarar görebilir. Ama onlar için bunlar asla önemli değildir. Zira bunlar yalnızca amaçları için kullanılması gereken araçtır.
Şimdi durup kendimize soralım: ‘Geçen bütün o yıllar ders alınması gereken örneklerle dolu iken inadına güce yenilmek neden? Bütün o kayıplara rağmen hala hırs için insanlarla, dünyayla hatta kendinle verdiğin bu savaş ne için?’
   İnsan iradesi güçsüz, zayıf, bağımlılığa el verişli ama aynı zamanda o kadar gelişmiş ve zekidir ki kendi kendini doğru olmadığını bildiği bir şeye kolaylıkla inandırabilir.
Ve hiç vazgeçmeden kendi yalanının arkasından sonuna kadar gidebilir.
Şimdi anlamaya çalışalım, hem bu kadar zeki hem de bu kadar güçsüz olan bu ırk dünyada yaşamayı ne kadar hak ediyor?
   Savaş, aydınlık umut dolu bir günün acılarla kirlenip korku ile yıkanmasına benzer. Tek farkı savaş bittiğinde o aydınlık umut dolu günün yerinde üzerinde pişmanlık bulutlarının toplandığı karanlık bir gece vardır.
   Savaş insanların sorunlarını çözmesinin en kolay yoludur fakat en doğru yolu değildir. 
İnsanlar bunun bilincine varamadığı sürece dünya ve üzerinde yaşayan tüm canlılar insanların güç ve şehvet düşkünlüğü yüzünden acı çekmeye ve yok edilmeye mahkûm olacaklardır.