Sayfalar

29 Ekim 2012 Pazartesi

Korku İmparatorluğu


Kısacık bir an’dan bile daha hızlı değişen bu dünyada insanları aynı kalmasını beklemek haksızlık olur.
Değişim bile değişmeye bu kadar açken insanların değişmek için süreki yeni bahaneler araması çok normal karşılanmalıdır.
Ama değişirken, değişimin sizden neleri alıp sizde neleri bırakacağına.
Nelerden vazgeçirip neler yaptıracağına çok dikkat etmeli insan. Yoksa aldığınız yanlış bir karar ile tüm bir ulusun geleceğini etkileyebilir, özgürlük vaadi ile hapis hayatı yaşayabilirsiniz.
Eğer sizi etkilemesine izin verirseniz, sizin yanlış karar vermenizi sağlayan ve körü körüne peşinden gittiğiniz o fikir önce beyninize görünmeyen kelepçeler takar. Beyninizdeki mantık dolu fikirleri baltalayan bütün o çevre ve otoritenin üzerimizde bıraktığı korku imparatorluğu yavaş yavaş dişlerini boğazınıza geçirmeye başlar ve çırpınmanızı izler. Sizin için ise artık çok geçtir. Kadim dünyada kalmış son iyi niyetli fikirleriniz de, kanınız gibi hızla bedeninizi terk eder ve sizi kandırarak üstünüzde hak elde eden kan emici otoritenin cebine girer.
Şimdi yıllardır bir şekilde iradelerinizden kaçıp zaman’ın arkasında saklanarak geleceğinize kadar girebilmiş, hayatınızı bir hiç uğruna peşinden sürüklemiş o fikri hayal edin.
 Bu fikir sizinle dalga geçercesine sahip olduğunuz ya da sahip olduğunuzu sandığınız tüm bilgi birikiminizi hiçe sayıp korkularınızı size karşı kullanarak sizden bir parçaymış gibi görünmeyi başardı.
Korkularınız tarafından verdiğiniz taviz sonrası kişiliğiniz de yavaşça değişmeye başlamış ve zamanla kanser misali hızla tüm benliğinizi sarmıştır.
 Artık sizin olduğunu sandığınız hiçbirşey size ait değildir.
 Aldığınız kararları siz almıyor, yaptığınız şeyleri siz yapmıyorsunuzdur.
 Hepsi tamamen başka, tamamen sizin olmayan bir iradenin yani otoritenin kontrolündedir.
 Sahip olduğunuzu sandığınız benliğiniz artık otoriteye boyun eğmiştir.
 Zaman tarafından açığa çıkarılan bu ölümcül hastalık, kontrolü ele aldıktan sonra sizi insanlığınızdan çıkarır.
 Sadece körü körüne inanmaktan vazgeçip zihninizdeki tüm kelepçeleri söküp atarak özgürlüğünüze yani hür iradenize yeniden sahip olabilirsiniz.
Aksi halde sadece makinesinizdir. Bedeninizin içinde esir kalan ruhunuz ancak bedeniniz işlevini yitirdiğinde yani size hayat veren o son nefes verildiğinde özgür kalacak. Ve nihayet bu lanetten kurtulacaktır. 
Haz ve güç ile ete kemiğe bürünmüş otoriteye boyun eğen insanın bu laneti bedeniniz çürürken bile yaşamaya devam edecek. Sen ve senin gibiler yüzünden birçok masum insanı daha yok ederek yayılmaya devam edecektir.
Şimdi ne olur dur ve düşün! Kendin ve çocukların için düşlediğin gelecek gerçekten bu mu?