Zekayı yanlış anlayıp, geldikleri makama göre yorumlayanlara itafen!
Kişiler, bir şekilde geldikleri makamla değil
birikimleri, yetenekleri ve yaptıklarıyla değer kazanır.
birikimleri, yetenekleri ve yaptıklarıyla değer kazanır.
Bana göre insan zekasının düzeyi sadece ve sadece bulunduğu zaman içerisinde olumlu yönde etkileyerek hayatına katkı sağladığı insanların sayısı ve o insanların etkileşimine bağlı olarak yaptığı iyi şeylerin hesaplanması ile ölçülebilir.
Dünyada yapılan en basit etkileşim bile çok büyük şeylere sebep olabiliyorken insan zekasını ölçme çabası genellemeden öteye geçemez.Ve insanlara fayda sağlayamayan, insanların hayatına olumlu yönde etki edemeyen hiç kimse zeki olduğunu idda edemez.
Unutmayın insan geneline sağlayacağınız büyük faydalara kadar geçen sürede tek yapabileceğimiz küçük etkileşimler ve büyük etkileşimler için gerekli alt yapıyı hazırlamaktan ibaret. Yapılan şeylerin iyi ya da kötü sonuçlar doğurması bizim irademizin yanına bile yaklaşamayacağı sonsuz bir irade ile tartılarak, dünyada geçirdiğimiz zaman içerisinde yaptıklarımızın tüm sonuçları bizlere sunulacak. İnsanların nasıl baktığını yada bakacağını sakın umursama. Toplum geneline fayda sağlayabilecek büyük fikir sıçramalarınız size gerçirdiğiniz tüm hayatı anlamlı kılma şansı sunacak, sakın bu şansı kaçırmayın.
İnsan doğasının temelinde her zaman ölümsüz olmak yatar. Bir şekilde öldükten sonra dünyada adının kalması hayali ile birçok işe kalkışır. Hepsi uyumadan önce aynı şeyleri düşler. Bazen süpermen olur dünyayı kurtarır bazen şarkıcı olup popülerliğin sefasını sürer ama hepsi içten içe ölümsüz olmak ister.
Hayat çoğu zaman insana üç yol sunar bu yollardan ilki engebeli, kavisli, riskli ve bayırdır. Çıkmak çok zordur ve büyük cesaret ister. Diğer yol ilkine göre daha kolaydır biraz cesaret ile bitirilebilir. Üçüncü yol ise en kolayıdır, korkaklar hep bu yolu seçer. İlk bahsettiğim yolun sonu yaptığın iyi şeyler ile insanlığa hizmet ederek unutulmamana yani ölümsüz olmana çıkar. İkinci yol kötü işler yapmarak unutulmamanı sağlar. Yine ölümsüz olursun ama kimse seni iyi hatırlamaz. Son yol ise dünyadaki insanların neredeyse tamamının seçtiği yoldur. Hayatı; çalışmak, karnını doyurmak ve ölmek üzerine kuruludur onlara göre rüzgarın estiği yön kaderleridir. Hep mutlu olduklarını sanarlar ama hiçbirşey yapamadan yok olurlar.
Şimdi bu bakış açısına göre kendimizi ve çevremizdekileri değerlendirelim. Kimler bizim hayatımızı iyi yönde değiştirecek neler yapmış ve neler yapmakta. Aynı şekilde kimler bizim hayatımızı zorlaştırmak için neler yapmış ve neler yapmakta.
Bu bakış açısıyla yönetici kesimini iyi şeyler yapmaya teşvik etmenin yanı sıra, iyi şeyler yapmaya halk olarak zorlayabiliriz. Kendimiz için çok geç olmuş olabilir ama çocuklarımız ve onların çocukları için daha iyi bir dünya kurmak için bu günden başlayarak çalışmalıyız. Aksi taktirde en kolay yolu seçip hiçbirşey yapamada ölümü beklemiş oluruz.
Dünyada yapılan en basit etkileşim bile çok büyük şeylere sebep olabiliyorken insan zekasını ölçme çabası genellemeden öteye geçemez.Ve insanlara fayda sağlayamayan, insanların hayatına olumlu yönde etki edemeyen hiç kimse zeki olduğunu idda edemez.
Unutmayın insan geneline sağlayacağınız büyük faydalara kadar geçen sürede tek yapabileceğimiz küçük etkileşimler ve büyük etkileşimler için gerekli alt yapıyı hazırlamaktan ibaret. Yapılan şeylerin iyi ya da kötü sonuçlar doğurması bizim irademizin yanına bile yaklaşamayacağı sonsuz bir irade ile tartılarak, dünyada geçirdiğimiz zaman içerisinde yaptıklarımızın tüm sonuçları bizlere sunulacak. İnsanların nasıl baktığını yada bakacağını sakın umursama. Toplum geneline fayda sağlayabilecek büyük fikir sıçramalarınız size gerçirdiğiniz tüm hayatı anlamlı kılma şansı sunacak, sakın bu şansı kaçırmayın.
İnsan doğasının temelinde her zaman ölümsüz olmak yatar. Bir şekilde öldükten sonra dünyada adının kalması hayali ile birçok işe kalkışır. Hepsi uyumadan önce aynı şeyleri düşler. Bazen süpermen olur dünyayı kurtarır bazen şarkıcı olup popülerliğin sefasını sürer ama hepsi içten içe ölümsüz olmak ister.
Hayat çoğu zaman insana üç yol sunar bu yollardan ilki engebeli, kavisli, riskli ve bayırdır. Çıkmak çok zordur ve büyük cesaret ister. Diğer yol ilkine göre daha kolaydır biraz cesaret ile bitirilebilir. Üçüncü yol ise en kolayıdır, korkaklar hep bu yolu seçer. İlk bahsettiğim yolun sonu yaptığın iyi şeyler ile insanlığa hizmet ederek unutulmamana yani ölümsüz olmana çıkar. İkinci yol kötü işler yapmarak unutulmamanı sağlar. Yine ölümsüz olursun ama kimse seni iyi hatırlamaz. Son yol ise dünyadaki insanların neredeyse tamamının seçtiği yoldur. Hayatı; çalışmak, karnını doyurmak ve ölmek üzerine kuruludur onlara göre rüzgarın estiği yön kaderleridir. Hep mutlu olduklarını sanarlar ama hiçbirşey yapamadan yok olurlar.
Şimdi bu bakış açısına göre kendimizi ve çevremizdekileri değerlendirelim. Kimler bizim hayatımızı iyi yönde değiştirecek neler yapmış ve neler yapmakta. Aynı şekilde kimler bizim hayatımızı zorlaştırmak için neler yapmış ve neler yapmakta.
Bu bakış açısıyla yönetici kesimini iyi şeyler yapmaya teşvik etmenin yanı sıra, iyi şeyler yapmaya halk olarak zorlayabiliriz. Kendimiz için çok geç olmuş olabilir ama çocuklarımız ve onların çocukları için daha iyi bir dünya kurmak için bu günden başlayarak çalışmalıyız. Aksi taktirde en kolay yolu seçip hiçbirşey yapamada ölümü beklemiş oluruz.